İLK ADIMLAR

 

Aşağıdaki üç şiir/düzyazı, Tevhid (Bir’leme) zirvesine giden yolda ilk adımlardır. Doğrudan doğruya tasavvuf, din, gizemcilik veya felsefe ile ilgili olmadıkları halde, hepsinden ögeler barındırıyorlar. Temelde, bilgece öğütler veriyorlar. Peygamberimiz’in dediği gibi de, “Din, nasihattir.”

 

ADAM OLMAK

(Rudyard Kipling)

 

Eğer çevrendekilerin hepsi sağduyularını kaybedip kabahati sana atarken, sen aklı başında kalabilirsen;

Eğer herkes senden kuşku duyarken hem onların kuşkularına yer bırakır, hem de kendine güvenebilirsen;

Eğer bekleyebilir ve beklemekten usanmazsan;

 İftira ile ilgin yokken iftiraya uğrarsan;

Hakketmediğin halde nefret edenlere, hakkında uydurulan yalanlara karşılık vermezsen;

 Sana kin tutana kin tutmayabilirsen;

 Bütün bu özelliklerin nedeniyle kendini üstün görüp büyüklenmezsen;

Eğer kendini düşlerine kaptırmadan düş kurabilir, yolunu saptırmadan düşünebilir ve düşüncelerine egemen olabilirsen;

Eğer söylediğin gerçekleri, bazı düzenbazlar anlam ve amacından saptırıp bazı saf kişileri aldatır diye, gerçekleri söylemekten vaz geçmezsen;

Eğer ömür verdiğin işler bozulsa da, yılmadan yeniden işe başlayabilirsen;

Tüm kazançlarını bir tek yazı-turada yitirsen bile, kaybından hiç kimseye bir şey söylemeden, kalbine ve sinirlerine hakim olarak, amacına erişmek için yeniden başlayıp, bütün gücünle çalışmaya devam edebilirsen;

Eğer yüreğine, sinirlerine “DAYAN” diyecek iradeden başka birşeyin kalmadığı vakit, herkesin bırakıp gittiği noktada sen tek başına dayanabilirsen;

Eğer herkesle düşüp kalkar, yine de erdemli kalabilirsen;

Veya krallarla gezerken halkla ilişkilerini sürdürebilirsen;

Eğer ne sevgili dostlarının ne de düşmanlarının sana bir zararı dokunmazsa; Herkes sana güvenir görünürken hiç biri de hakikatlı çıkmazlarsa, ama sen bunun etkisinde kalmazsan;

Eğer her saatin her dakikasına emeğini katarak, herkesi mutlu etmeye çalışır ve bunu sürdürebilirsen;

 

 

İşte O Zaman Dünya ve İçindeki Her Şey de Senindir. Hatta Daha Fazlası; Sen O Zaman Tam Bir İNSAN Olursun…

 

 

 

ÖZLENECEK İLKELER

(Max Ehrmann)



Gürültü ve patırtının içinde sükûnetle dolaş,

Sessizliğin içinde barış bulunduğunu unutma.

Mümkün olduğu kadar, Kimseye teslim olmaksızın, Başkalarıyla iyi geçin.

Gerçeğini alçak sesle ve açık seçik söyle.

Başkalarının sözlerine kulak ver. Aptal ve cahil olsalar bile dinle onları; çünkü herkesin bir öyküsü vardır.

Ukala ve saldırgan kimselerden kaçın; onlar ruha huzursuzluk verirler.

Kendini başkalarıyla kıyaslarsan, kibirli veya mutsuz olursun; çünkü daima senden daha üstün ve daha aşağı insanlar bulunacaktır.

Planlarının olduğu kadar, başarılarının da tadını çıkarmaya bak.

Ne kadar mütevazı da olsa, mesleğinle ilgilen. Zamanın değişen koşullarında o, gerçek bir dayanaktır.

İşlerinde tedbiri elden bırakma; dünya sahtekârlıkla doludur çünkü. Ama bu, var olan iyiliği görmeni engellemesin.

Birçok insanlar yüksek ülküler için çalışırlar ve her yerde yaşam, kahramanlıklarla doludur.

Olduğun gibi görün; özellikle, sevmeyip te severmiş gibi yapma.

Sevgiyi de küçük görme sakın; çünkü bunca kuraklık ve düş kırıklıkları içinde o, bir vaha gibi kalıcıdır.

Geçen yılları ve gençliğe ait olan şeyleri, gülümseyerek teslim et geçmişe.

Ansızın gelen felaketlere karşı korunabilmek için ruhunu güçlü tut. Ama gereksiz hayallerle de kendini üzme. Yorgunluk ve yalnızlıktan birçok korkular doğar.

Sağlıklı bir disiplinin ötesinde kendine nazik davran. Sen evrenin bir çocuğusun, burada bulunmaya ağaçlardan ve yıldızlardan daha az hakkın yoktur.

Böylece, O’nu nasıl düşünürsen düşün, Tanrı ile barış içinde ol.

Çabalarınla özlemlerin ne olursa olsun, yaşamın gürültülü kargaşası içinde, ruhunla olan barışını koru.

Tüm kahpeliğine, angaryasına ve hayal kırıklığına rağmen, dünya gene de güzeldir.

Dikkatli ol. Mutlu olmaya çalış.

 

 

ÖZLENECEK İLKELER 2

(Yazarı bilinmiyor)

 

Hangi dinde eğitildiysen, nasıl yetiştirildiysen ve öğreticilerini nasıl anladıysan, bu mesajı o düzeyde algılayıp kavrayacaksın. Bu mesaja inanmak yeterli değildir; yaşanacak bir mesajdır bu.

Evrensel Din’in özü barış ve gerçektir. Yeryüzünün bütün yaratıklarına karşı sevgi ve şefkat duymaktır. Bu özü kendi yaşantında ifade etmenin zamanı ise Şimdi’dir.

Bir başlangıç yapılmalıdır, başlanacak yer de sensin, senin İç’indir. Dünyayı düzeltmek mi istiyorsun? İşe kendinden başla. Kendisi düzelmemiş olan reformcunun (devrimcinin) mesajı, pek ender olarak reform (devrim) ilhamı verir.

Tüm dinlerin yüreği, SEVGİdir. Sevginin eyleme geçmesi demek olan doğruluk, dinin doruğudur.

Yalnızca aile ve dostlarını sevmekle yetinme. Çünkü, sevginin sınırlanması, sevginin inkarıdır.

Kendi içinde barışı ve gene kendi içinde, hayatın kutsal nefesini ara. Bu hususlarda ısrar et, bir an bile yılma.

İnanç ve eylemlerinle kendi hayatını biçimlendirir, ayrıca başkalarının da hayatlarını biçimlendirmelerine yardımcı olursun. Ne büyük bir sorumluluktur bu.

Ruh, sende aracısını ve aynı zamanda ortağını bulur. Bunu fark ettiğin ve ona göre davrandığın ölçüde, hayatın zenginleşir.

Bir aydınlanma yaşayacaksın… En yüce düşlerinden daha yüksek bir aydınlanma.

Yeni bir çağ yaklaşmaktadır. Bu çağda her şeyin Bir’liği anlaşılacaktır. Çeşitli dinler arasındaki ayrılıklar kaybolacaktır. Hepsinin içinde bulunduğu iyilik kaynaşacak ve insanlığın ortak hedefi haline gelecektir.

Seçme gücünün sende olduğunu bil. Nefreti değil, sevgiyi; şiddeti değil, şefkati; kötülüğü değil, kutsallığı seç.

Sevgi ve barış egemenliğinin yaklaşmakta olduğuna inanma cesaretini göster. Kendini ona hazırla. Kendini ona dürüst eylemlerle hazırla. Dürüstlük kapıyı açar. Kapının ardında ise, sevgi vardır. Kutsallık, yücelik vardır.

Kutsal güç, hayatının her yönüne girip, onu sarıp kaplayarak, onu maddesel başarıların ödülleri, amaçlı bir var oluşun meyveleri ve ruhsal erişmenin sonsuz ışığı ile donatsın.