Allah ile Sohbet

 

 

 

Dedim: Çok yalnızım.

Dedin: Ben sana çok yakınım. (2:186)

 

 

Dedim: Evet biliyorum, sen bana yakınsın ama, ben senden uzağım. Keşke ben de sana yakın olabilseydim.

Dedin: Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. (7:205)

 

 

Dedim: Bu da senin yardımını ister.

Dedin: Allah’ın sizi bağışlamasını istemez misiniz? (24:22)

 

 

Dedim: Tabii ki, beni affetmeni çok isterim.

Dedin: (Öyleyse) Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O’na tövbe edin: “Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir.” (11:90)

 

 

Dedim: Çok günahkârım, bu kadar günahla ben ne yaparım?

Dedin: Allah’ın, kullarının tövbesini kabul edeceğini, ve Allah’ın tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâlâ bilmezler mi? (9:104)

 

 

Dedim: Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artık yüzüm kalmadı.

Dedin: Allah aziz ve bilendir, o günahları bağışlayan ve kullarının tövbesini kabul edendir. (40:2-3)

 

 

Dedim: Bunca günahım var, hangisinin tövbesini yapayım?

Dedin: Allah bütün günahları bağışlayandır. (39:53)

 

 

Dedim: Yani yine gelsem yine beni bağışlar mısın?

Dedin: Allah’tan başka günahları bağışlayacak olan yoktur. (3:135)

 

 

Dedim: Ne kadar güzelsin Allah’ım! Bilmiyorum bu sözlerin karşısında niçin böylesine içim içime sığmıyor ve erimeye başlıyorum, seni çok seviyorum.

Dedin: Şüphesiz ki Allah, tövbe edenleri ve temizlenenleri sever. (2:222)

 

 

Dedim: İlahım ve Rabbim, benim senden başka kimim var? 

Dedin: Allah kuluna yetmez mi? (39:36) 

 

 

Dedim: Sen ki beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karşı bu kadar iyisin, ben ne yapabilirim?

Dedin: Ey inananlar! Allah’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah-akşam tesbih edin. Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O’dur. Melekleri de size istiğfar eder. Allah, müminlere karşı çok merhametlidir. (33:41-43)

 

 

Kendi kendime dedim: Allah’ım, seni çok seviyorum!